BAZAL HÜCRELİ KARSİNOM ve AMELİYATI
Bazal hücreli karsinom, en sık görülen deri tümörü, yani deri kanseridir. Esas olarak tüm hayat boyunca korunmasız olarak güneş ışınlarına maruz kalınması nedeniyle oluşur. Genellikle 50 yaş üzerindeki kişilerde görülür. Açık tenli, açık renk gözlü ve saçlı olan kişilerde daha sık, koyu tenli, koyu renk gözlü ve saçlı kişilerde daha seyrek görülür. Güneşi en fazla gören baş ve boyun bölgesinde daha yaygındır. Vücudun başka bir yerine sıçramaz (metastaz yapmaz). Kesin tedavisi cerrahidir. Solaryum alışkanlığı olan kişilerde de sık görülmektedir.
Bazal hücreli karsinom, tüm deri kanserlerinin %70'ini oluşturmakta ama aynı zamanda da en iyi ve kesin şekilde tedavi edilebilen deri tümörüdür. Derinin en üst tabakası olan ''epidermis'' den köken alır. Tipik görüntüsü nedeniyle dermatologlar ya da plastik cerrahlar tarafından hemen tanınabilmesine rağmen, bazı doktorlar punch biyopsi yaparak tanı koymayı tercih etmektedir.
Bazal hücreli karsinom yavaş büyüyen bir deri kanseri türüdür. Bazen yıllarca hastanın dikkatini çekmez. Ancak büyüme hızı tümörden tümöre değişebilir. Bazıları daha hızlı büyüme gösterip yılda 1 cm bile büyüyebilir. Vücudun başka bir yerine sıçramamasına rağmen bulundukları yerde enine ve derinlemesine büyümeye devam etmeleri nedeniyle, cerrahi olarak tedavi edilmezlerse onarımı zor, çok büyük doku kayıplarına ve buna bağlı ölüme dahi yol açabilirler.
Özellikle, plastik cerrahların ''fonksiyonel bölge'' olarak adlandırdıkları göz kapakları ve göz çevresi, kulak, burun kanatları gibi bölgelerdeki bazal hücreli karsinomlar, ihmal edilip iyice büyüyünce ameliyat edildiğinde geniş doku kaybına bağlı çok ciddi estetik görünüm bozukluklarına yol açabilirler. Bu nedenle özellikle göz kapakları ve göz çevresi, kulak, burun kanatları ve burun üzeri, ağız çevresi, el gibi bölgelerdeki bazal hücreli karsinomlar büyümelerine fırsat verilmeden, henüz boyutları küçük iken cerrahi olarak çıkarılmalıdır.
Çocukluktan beri güneşe korunmasız olarak maruz kalmanın dışında; çıplak elle petrol türevleri ve bazı zehirli kimyasallarla temas halinde olan meslek gruplarında, bağışıklık sisteminin zayıfladığı hastalıkları olanlarda ve organ nakli geçirmiş kişilerde de görülebilir.
Bazal hücreli karsinom hasta tarafından nasıl tanınır ?
Herhangi bir yerinizde o güne kadar olmayan küçük, çoğunlukla pembemsi bir kabarıklık çıkıp aylarca geçmiyorsa ya da yine kırmızı ya da pembe renkli, kenarları düzensiz, deriden kabarık olmayan, bazen üzeri kabuk bağlayan, zaman zaman kanamalı olabilen ve bir türlü iyileşmeyen yara benzeri görüntüsü olan bir lezyonunuz varsa fazla vakit kaybetmeden bir dermatolog ya da plastik cerraha görünmenizde fayda vardır. Unutmayın ki, farklı türleri olabilen bu deri tümörü, yukarıda tarif edilenden farklı bir görüntüye de sahip olabilir.
Bazal hücreli karsinom ameliyatı
Bazal hücreli karsinom ameliyatı 2 şekilde olabilir:
1) Tümör küçüktür, ameliyat, eğer hasta çok yaşlı değilse, genel durumu iyi ise ve risk faktörü yüksek başka hastalıkları yoksa ameliyathaneye gitmeden küçük müdahale odasında lokal anestezi altında gerçekleştirilebilir. Bu durmda işlem, genellikle deri tümörünün her tarafından yeterli bir güvenlik marjı bırakılarak çıkarılması ve estetik görünümü en iyi olacak şekilde dikilmesinden ibarettir. Hasta, hastanede yatmasına gerek olmadan işlemden hemen sonra evine gidebilir. Vakaların büyük çoğunluğu bu gruba girer.
2) Tümör büyüktür, bu durumda hastanın yaşından ve genel durumundan bağımsız olarak ameliyat, ameliyathanede ya lokal anestezi + sedasyon ya da genel anestezi altında gerçekleştirilir. Bu durumda deri tümörünün çıkarılmasından dolayı büyükçe bir doku kaybı oluşmuştur ve bu doku kaybı iki yara kenarının karşılıklı getirilip dikilmesiyle giderilemez. Bu durumda oluşan büyük doku kaybının vücudun başka yerinden getirilen bir dokuyla tamir edilmesi gerekir. Bu ''deri grefti'' ya da ''flep'' olabilir. Deri grefti, halk arasında deri aşısı olarak bilinmektedir. Ameliyat sahasına yakın bir vücut bölgesinden deri parçası alınarak doku kaybı olan bölgeye cerrahi olarak yapıştırılır. Flep ise, genellikle doku kaybına komşu vücut bölgesinden tam kalınlıklı olarak kaydırılır ve doku kaybı kapatılır. Flep genellikle estetik görünüm olarak daha iyi sonuç verir.
Burada önemli bir konudan bahsetmek gerekir: Eğer deri kanseri cerrahi tedavisinde oluşacak doku kaybına ''flep'' ya da ''deri grefti'' uygulanacaksa, tümör çıkarıldıktan sonra ne çevresinde ne de tabanda kanserli hücre kalmadığından emin olmak gerekir. Çünkü emin olunmadan aynı ameliyatta çevre doku kullanılarak yapılan bir flep, altında ya da yanında kanserli hücreler halen var olduğundan kısa bir süre sonra nüks ile sonuçlanabilir. Bu duruma sebep olmamak için bazen ''2 zamanlı'' ameliyat yapıyoruz. Bu durumda, 1. ameliyatta deri tümörü çıkarılır, tümörün yönü iplikle işaretlenerek patolojiye yollanır ve yara açık bırakılır. Üzerine sadece yağlı pansuman kapatılır. 2 - 3 gün sonra patoloji sonucunda ''tüm cerrahi sınırlar salimdir'' raporu gelince flep ya da greft ile açık bırakılan doku kaybı alanı kapatılır. Bu en güvenli cerrahi tamir yöntemidir.
Yapılacak cerrahi işlemin küçük ya da büyük olmasından bağımsız olarak, işlemden birkaç gün önce kan sulandırıcı ilaçlar kesilir. Kan sulandırıcıyı kesme, eğer ilaç bir kardiyolog tarafından verildiyse, öncesinde kendisiyle iletişime geçmeden yapılmamalıdır. Gerektiğinde kullandığınız kan sulandırıcı yerine birkaç günlüğüne, iğne olarak yapılan bir başka kan sulandırıcı ilaç idame olarak verilmektedir.