MEME DİKLEŞTİRME
Mastopeksi olarak da bilinen meme dikleştirme ameliyatı, sarkık memelerin genel anestezi altında yapılan bir ameliyatla eski dik ve dolgun haline getirilmesidir. Meme estetiğinin en çok yapılan ameliyatlarından biridir. Büyük memelere yapılan küçültme ameliyatında da memeler aynı zamanda dikleşir.
Hamilelik, emzirme, sık kilo alıp verme veya aşırı kilo kaybı nedeniyle içi boşalan ve sarkan memeler hem meme dokusu hem de meme derisi üzerine cerrahi işlem gerektirmektedir. Bu göğüs dikleştirme ameliyatı sırasında meme ucu ve meme dokusu yapışık olduğu pektoral kastan ayrılır, yukarı yani eskiden olduğu yere taşınır, istenilen şekil verilir ve oluşan deri fazlası kesilerek çıkarılır. Göğüs dikleştirme ameliyatı sonrası kalan izler, cerrahi işlem sırasında oluşan deri fazlasının çıkarılmasından kaynaklanmaktadır. İzler konusuna aşağıda daha detaylı değineceğiz.
Meme dikleştirme ameliyatı 2 türlü yapılabilir: Eğer göğüsler sadece sarkık ama hacmi yeterli ise protezsiz meme dikleştirme yapılır. Göğüsler hem sarkık hem de içi boşalmış yani yetersiz meme dokusu varsa ameliyat sırasında silikon protez de konur. Bu durumda protezli meme dikleştirme ameliyatı yapılmış olur. Meme dikleştirme hangi teknikle yapılırsa yapılsın, areola büyüklüğü de azaltılmış olur.
Meme dikleştirme ameliyatı sonrasında nasıl yara izi kalır ?
Sarkık memeleri düzeltmek için hepsi aynı mantığa dayanan 3 cerrahi teknik vardır, ameliyat sonrası kalan yara izleri de bu nedenle 3 türlüdür:
1) Sadece meme ucu çevresinde kalan yara izi : Sadece meme ucu çevresinden yapılan göğüs dikleştirmelerde kalan yara izidir. Ancak bu teknik memedeki sarkmanın fazla olmadığı yani ameliyat sırasında deri fazlası çıkarmanın gerekli olmadığı tip memelerde yapılabilir. Ne yazık ki, en tecrübeli ellerde dahi yapılsa bu tekniğin en büyük dezavantajı, meme çevresinde oluşan yara izinin bir kaç ay içinde çok genişlemesi ve dolayısıyla meme ucundaki ''areola'' dediğimiz kahverengi kısmı da aşırı genişletmesidir. Bu görüntü hiç estetik olmayıp çoğunlukla bir revizyon ameliyatı gerektirmektedir. Ayrıca meme dokusu alttan ''kilitlenmediği'' için bir kaç ay gibi çok kısa sürede tekrar sarkma riski vardır. Benim tercih etmediğim bir cerrahi yöntemdir.
1) Meme dikleştirme ameliyatı sonrası sadece meme ucunda kalan yara izi.
2) Meme ucu çevresinde ve meme ucu çevresinden memenin altına dik uzanan yara izi : Bu teknik ideal olarak memedeki sarkmanın orta derecede olduğu durumlarda kullanılır. Plastik cerrahlar tarafından ''vertikal mastopeksi'' olarak adlandırılan bu tekniğin, çok sarkık memelerde kullanılmaya çalışılması memede, areolanın altındaki kısmı çok uzun bırakacağından, memenin yandan görünümü ''muzu'' andırır. Meme uçları yukarıya baktığı için doğal ve estetik bir görünüm değildir. Bu nedenle benim çok sarkık memelerde kullanmadığım bir tekniktir.
2) Vertikal meme dikleştirme (lolipop tekniği) sonrası kalan yara izi
3) Ters T şeklinde yara izi : Meme ucu çevresi + meme ucundan meme alt çizgisine kadar + meme alt çizgisi içinde kalan yatay izlerdir. ''Ters T'' ya da ''gemi çapası'' şeklinde bir izdir. Meme altı çizgisi boyunca yer alan yatay iz, memenin normal duruşu işe gizlendiği için görünmez. Memelere en doğal şekli veren cerrahi tekniklerin bıraktığı iz genellikle budur. Benim kullandığım cerrahi teknikte de kalan iz bu şekildedir.
3) Meme dikleştirme ameliyatı sonrası kalan ''Ters T'' şeklindeki yara izi
Yara izleri meme dikleştirme ameliyatı sonrası 3 ay boyunca belirgin ve kırmızıdır. Normal olarak yara izleri 3. aydan sonra yavaş yavaş beyazlaşmaya başlar ve belirginlikleri gittikçe azalmaya başlar. Bir yara izinin gidişatını ve oluşumunu tamamlaması 1 yıl alır. Yani 1 yılın sonunda kalan iz, hastanın artık hayatı boyunca taşıyacağı izdir. Yara izi asla tamamen kaybolmaz. Ancak unutulmamamalıdır ki, kullanılan dikiş malzemesi ne kadar kaliteli olursa olsun, ne kadar özenle dikilirse dikilsin, yara izinin kalitesi her hastada farklı olabilir. Bu, hastanın bünyesi ile ilgili olduğu gibi, yıllar boyuncaki tecrübemizle farkettiğimiz üzere, hastanın yaşı ne kadar ileri ise, kalan yara izinin o kadar kaliteli olduğudur. Menopozdaki bir kadında memede kalan yara izi, daha ince, az görülür ve kalitelidir. Bunun hormonal aktivite ile ilgili olduğunu düşünüyoruz. Hormonal aktivite ne kadar az ise meme dikleştirmede kalan yara izi o kadar az belirgin olmaktadır. Ancak bu tespit, genç yaşlarda yapılan meme diklştirmelerde kalan yara izinin kötü olacağı anlamına da gelmemeli.
Meme dikleştirme ameliyatından yaklaşık 1 ay sonra eğer yara izleri kabarmaya ve genişlemeye başlarsa, bu durumda yara izleri üzerine silikon yaprak (silicon sheet) uygulamasına başlamak gerekir. Bu, yara izleri üzerine silikondan bir malzeme yapıştırmaktır. Bu uygulamaya 1 yıl boyunca devam edildiğinde, kötü görünen izlerin gerilediği bilinmektedir. Eğer bu uygulamadan da arzu edilen sonuç alınamazsa ameliyattan 1 yıl sonra skar revizyonu dediğimiz, yara izlerinin cerrahi olarak elden geçirilmesine başvurabiliriz. Ancak şunu da vurgulayabiliriz ki, meme diklşetirme ameliyatı sırasında yapılan ilk dikişler iyi kalitede dikiş malzemesi kullanarak* ve özen göstererek yapılırsa, kalan izler de çok büyük ihtimalle iyi kalitede olacaktır.
* Tüm ameliyatlarımızda dünyanın en iyisi olarak bilinen Ethicon® marka dikiş malzemesi kullanıyoruz. (https://www.jnjmedtech.com/en-US/companies/ethicon)
Meme dikleştirme ameliyatı sonrası iyileşme süreci
Meme dikleştirme ameliyatı genel anestezi altında yapılır ve yaklaşık 3 - 4 saat sürer. Ameliyat sonunda her memeye bir cerrahi dren konur. Bu drenler meme içinde kan ve diğer sıvıların birikmesini önlemek içindir. Hasta, cerrahi sütyeni takılmış olarak uyanır, yaklaşık 45 dakika ameliyathanedeki uyanma-derlenme odasında kaldıktan sonra odasına çıkarılır. Göğüs dikleştirme operasyonu 1 gece hastanede yatmayı gerektirir. Hasta ameliyatın ertesi günü taburcu olur.
Her plastik cerrahın alışkanlıklarına göre değişse de, cerrahi drenler ameliyat sonrası 2. ya da 3. günde ilk pansumanda çıkarılır. Dikiş yerleri su geçirmez bantlarla kapatılarak ameliyattan sonra 5. günde hastanın duş almasına izin verilir. Kendi kendine eriyen dikişler kullanıldığı için dikiş alma gerekmez. İlk 15 gün, geniş kol hareketleri yapmaktan sakınmalıdır. Yine 15. gün civarı, engebeli olmayan, düz yerlerde uzun yürüyüşler yapılabilir. Her türlü spor, ameliyattan 3 ay sonra mümkündür. Ancak spor yaparken her zaman spor sütyeni takmak gerekir.
1 ay süresince, uyurken sırt üstü yatılması, yan ve özellikle yüz üstü yatılmaması tavsiye edilir. Cerrahi sütyeni yaklaşık 2 ay gece-gündüz takmak gerekmektedir.